30 Haziran 2012 Cumartesi

En son ne zaman uçurtma uçurdum gökyüzünde?
En son ne zaman kalbimde kelebekler uçuştu?
Hatırlayan varmı dudağımdan kulaklarıma uzanan o çizgiyi?
Rol yapmaktan sıkıldım,yoruldum artık.İnsanlara yalan söylemekten, her şey yolunda gibi gösterme çabasından ve bu çabayı gösterirken kendimi kandıramamakla birlikte, gerçekleri daha da fazla gördüğüm için içimde daha da yoğunlaşan bunalımı saklamak için de 2 katı bir çaba sarf etmekten çok yoruldum. Kimi niye kandırıyorum ki sanki, artık daha fazla saklayamayacağım, insanların ne düşündüklerini önemsemek için hiçte doğru zaman değil. Şuan ben önemliyim, gittikçe çıkmaza giren, çıkamadıkça da karanlığın içine gömülen ben önemliyim.Ve artık takla atmak istemiyorum, olduğum yerde hayatımı olduğu gibi göstermek ve düşüncelere kulak asmamak istiyorum.

24 Haziran 2012 Pazar

Yeşilin gökyüzü ile bütünlestiği, rüzgarın müziğini yaptığı, kuşların solistliğe soyunduğu şu mükemmellik... İşte huzur... Diyebilmek isterdim... Olması gerektiği gibi, yanımdaki insanların hakettiği gibi...
Dusunmek hep acitmali mi?
Gecmis hep ozlenen mi olmali, hep huzun mu yaratmali?
Nerede o dusunerek varolabilen insanlar?
Nerede o gecmisi yuzunde tebessumle anlatan insanlar?
Dusunen degil bos insan olmak istiyorum artik...
Dusuncelerim oyle kalabalikli, beni hep yalniz birakiyorlar:(

21 Haziran 2012 Perşembe

Siz demeye başladığım gün öğrendim ben mesafeleri. Yaş yol değildi mesafeyi koyan, para kibirdi!
Yazamıyorum...
O kadar çok düşünüyor ki beyin, parmak uçlarımdan bir kez daha var etmek istemiyor...
Konuşamıyorum...
O kadar çok düşünüyor ki bu beyin, dudaklarımdan bir kez daha duymak istemiyor...
İki elimi birbirine kelepçelemişler, anahtarı nerededir, kimdedir bilinmez...
Keşke diyorum, keşke,
Bir çiftini de beynime geçireymişler...
Ne parmaklara söz geçirmesi, ne dudakları kitlemesi...
Düşünmeseymiş hiç, ne geçmişi ne geleceği...


13 Haziran 2012 Çarşamba

17 ocakta yazmisim,yayinlamayi unutmusum:)

Sevgi iste hayati yasanilir kilan. İnsani da sevmek eylemi de sevmek. Mukavemetine bakmadan, yarinini gormeden, elinden tutacakmi bilmeden, anlik da olsa hissedebilmek. Ne anlar icin omur vermek, nekadar surecek dusunmeden. Kimsenin sevgisine ihtiyac duymasa da insan, kendini sevebilmek icin tarar saclarini, icer corbasini. Kendini sevdigi icin gosterir dusmanligini, kurar suclarini. O da sevmektendir, kendini siper etmekte.
Sevginin dusmani coksa da rakip tanimaz. Dusmanlari da dusman ise, yine sevdikleri vardir biryerde. Varsa tutunacak bir dali hayatta, sevgidir o da.

Duygusal olmayan bir alakayla sevgi konusmasi yapmak geldi icimden. O alakaya sebep olani da yazmasam daha iyi. Gercekten de alakasiz simdi :)
Hayat herzaman gokkusagi renklerine sahip olamaz, bunu elbetteki biliyorum. Ama yagmur gokkusagindan once yagar, benim dunyamda oldugu gibi once gokkusagini cikarip sonra yagmur yagdirmaz. O bile,renklerim bile tepetaklak iste.
Sorun bende, ben herseyi buyutuyorum,ortada olmayan sorunlar uretiyorum, diye kendimi avutmaya calissam da bunun dogru olmadigini da biliyorum. Benim karakterim boyle, isteklerim,uyabilecegim sartlar belli, bunlarin disina cikmaya neden zorunlu oluyorumki? Zorladim, olmuyor iste. Yine en basa geri dondum. İdeallerimi kucuk tutunca , makinalasinca mutlu olmak daha kolay biliyorum, denedim ve gordum. Ama bu donemlerimhep patlak verdi, cunku ben bu sekilde yasayamiyorum. Nefes alamadiktan sonra neden bu havayi soluyorum ben?
Hep ayni nakarati soyluyorum, ben bile bunaldim kendi sozlerimden. Ama elim kolum bagli ve bu beni deli ediyor.
Yine icim daralmaya basladi, boguluyorum, hem bogulanken hem de boganim aslinda...