8 Haziran 2013 Cumartesi

Taksimde direniş barikatları!

Taksim,İstanbula dair ilk hatiralarim, orali gibi hissettigim Taksim...Onu bu halde görmek, dört bir yani barikat, yıkıntı, duvarları boyalı, kalbi yaralı...Sevdiğin birini kaza sonrası ziyaret etmek gibi, çok acı... Günlerdir her akşam eve dönmeden ilk durağım, gecenin karanlığı bazı şeyleri örter ama gündüz herşey gün yüzünde...Gündüzün geceye nazaran sakinliği dökmüş tüm yaralarını ortaya, ve hala kanamakta... Ne tarihin duvarlarındaki boya çıkar ne hafızalardaki bu görüntü...

3 Haziran 2013 Pazartesi

Önce Taksim direndi sonra tüm Türkiye...

Devlet ne için veya kimin için var diye düşünüyorum. Devlet, onu yönetenlerin keyfi olsun diyeymiş, o bir oluşum değil bir insanmış, o bir vekil değil, başlı başına kendi istekleri olan, onlar uğruna sadece önünü gören, arkasında bıraktıklarına, ezdiklerine, yıktıklarına omzunun üzerinden bile bakmayan kişiymiş devlet. Gözünü ne bürüdüğünü yalnızca Allah bilirmiş, çünkü insanoğlunun aklının mantığının alamayacağı şeylermiş aslında.
Bugün bu 'insan' kendine isteyerek yada istemeyerek vekalet vermiş, 'yönetme izni' vermiş bu insanların ölüm fermanını imzalıyor. Yalnızca Allah'ın buyurabileceği şeyi yaparak, kendini O'na denk koşuyor olmalı. Ve bunuda Allah için yaptığını savunuyor. Bu nasıl bir tezattır bilmem.