Eflatun'a iki soru sormuşlar:
Birincisi; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?
Eflatun tek tek sıralamış:
"Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.
Ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri almak için para öderler.
Yarından endişe ederken bu günü unuturlar.
Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar.
Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler."
Sıra gelmiş ikinci soruya;
"Peki sen ne öneriyorsun?"
Bilge yine sıralamış:
"Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın.
Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
ÖNEMLİ OLAN; HAYATTA EN ÇOK ŞEYE SAHİP
OLMAK DEĞİL, EN AZ ŞEYE İHTİYAÇ DUYMAKTIR.
eflatun
Nekadar çok şey istiyoruz hayattan,bazen onun vermesini beklemek bize imkansızı beklemek gibi geliyor.Ama aslında o bize verecektir ihtiyacımız olanı, sadece biraz çaba ve beklemektir bizim yapmamız gereken. Ama tabiki yetinemeyiz hiçbir zaman,hep daha fazlasını ister insan. Bunun sonu yoktur ki, bugün param olsun isterim,yarın param olduğunda araba almak isterim,yarın araba aldığımda onunla uzaklara gitmek isterim,onunla uzaklara gittiğimde oralarda kalmak isterim,oralarda kaldığımda evimi özler geri dönerim.Ve yine herşey başa döner.
Biz nezaman elimizdekiyle yetinebiliriz ki?Yaşamın sürmesinin sebebi zaten bizim isteklerimizi gerçekleştirecek olmasının umudu değil midirki?
İstemek güzel,istemeden zaten bu dünyadaki varlığımızın bir anlamı olmaz, ama sahip olduklarımızın kıymeti nerede peki?
Bende sürekli 'isteyen' taraftayım aslında.Yarın için planım bu,isteklerimi gerçekleştirmek. Ama yarın onların gerçekleşmesi için bir şey yapacak mıyım acaba?
Eflatun güzel demiş,bir taraftan yapıyorken birtaraften yıkıyorken, bazen bırkıvermek lazım şu hayatı akışına. Okyanus olacağım derken çöle dönüşmek de var.
doğru söze ne denir ki?..
YanıtlaSil