5 Ocak 2011 Çarşamba

Hayatları birbirine karıştırmaktan bahsediyordu, uykusuzda okuduğum bir yazı. Okurken farkettim ki bende meltemlere ayrılmıştım, ayrılmaktı zaten amacım. Okuldaki meltem başrol oyuncusuyken, perkusyondaki meltem, A grubu arkadaşlarıyla olgun meltem, B grubu arkadaşlarıyla salak meltem, C grubu arkadaşlarıyla 'yaşayan' meltem, ailesinin yanında sessiz meltem, işinde ??? Meltem (tanımlanamayan) , Prag'da bambaşka bir meltem - o meltemi ben bile tanımıyorum şuan- Onlarca meltem taşıyordum içimde. Mutluydum parçalarımla yaşarken, dolucaydı hayatım, oturmak,susmak yoktu, kulaklarımda hep bir müzik, ayaklarım hep birbiri ardına kayıp giderkeeen...
Bir baktım ki tek meltem oluvermişim, meltemlerimi kaybetmişim.. Tek meltem oluvermişim ama bütün meltemlerimle bir bütün amamışım, hepten farklı tek bir meltem oluvermişim.
O parçalarımla yaşarken hep hayatlarımı birbirine bağlama gayreti içindeydim. Oysaki yazıda diyordu ki, maymun kimliğimizle bir şiir grubuna giremez, filizof kimliğimizle de partide takılamazdık. Kimliklerimiz birbirine karışmamalıydı, karıştığında anlamsız bir benle karşı karşıya kalırdık. Şiir grubumdakiler senin maymunluklarına gülemez, partidekiler senin filozofvari muhabbetinden sıkılırlardı. Doğrumu bilemiyorum ama ben zaten beceremedim birbirine karıştırmayı.
Yaşam felsefem parçalardan oluşmak iken, bütünlüğümü sağlamış olmanın bocası içinde karışıverdim zamana. Bütüne vardım ben, parçalanmak isterken. Bu da olması gereken düzen, benim benim istemediğim, düzen içinde dağınık olmak istediğim.
Tekrar bölünmek gibi bir şansım yok artık, fakat bu tek Meltem'in içine doldurabilirsem küçük parçaları, belki başarırım olmayı....