13 Haziran 2012 Çarşamba

17 ocakta yazmisim,yayinlamayi unutmusum:)

Sevgi iste hayati yasanilir kilan. İnsani da sevmek eylemi de sevmek. Mukavemetine bakmadan, yarinini gormeden, elinden tutacakmi bilmeden, anlik da olsa hissedebilmek. Ne anlar icin omur vermek, nekadar surecek dusunmeden. Kimsenin sevgisine ihtiyac duymasa da insan, kendini sevebilmek icin tarar saclarini, icer corbasini. Kendini sevdigi icin gosterir dusmanligini, kurar suclarini. O da sevmektendir, kendini siper etmekte.
Sevginin dusmani coksa da rakip tanimaz. Dusmanlari da dusman ise, yine sevdikleri vardir biryerde. Varsa tutunacak bir dali hayatta, sevgidir o da.

Duygusal olmayan bir alakayla sevgi konusmasi yapmak geldi icimden. O alakaya sebep olani da yazmasam daha iyi. Gercekten de alakasiz simdi :)
Hayat herzaman gokkusagi renklerine sahip olamaz, bunu elbetteki biliyorum. Ama yagmur gokkusagindan once yagar, benim dunyamda oldugu gibi once gokkusagini cikarip sonra yagmur yagdirmaz. O bile,renklerim bile tepetaklak iste.
Sorun bende, ben herseyi buyutuyorum,ortada olmayan sorunlar uretiyorum, diye kendimi avutmaya calissam da bunun dogru olmadigini da biliyorum. Benim karakterim boyle, isteklerim,uyabilecegim sartlar belli, bunlarin disina cikmaya neden zorunlu oluyorumki? Zorladim, olmuyor iste. Yine en basa geri dondum. İdeallerimi kucuk tutunca , makinalasinca mutlu olmak daha kolay biliyorum, denedim ve gordum. Ama bu donemlerimhep patlak verdi, cunku ben bu sekilde yasayamiyorum. Nefes alamadiktan sonra neden bu havayi soluyorum ben?
Hep ayni nakarati soyluyorum, ben bile bunaldim kendi sozlerimden. Ama elim kolum bagli ve bu beni deli ediyor.
Yine icim daralmaya basladi, boguluyorum, hem bogulanken hem de boganim aslinda...