23 Kasım 2009 Pazartesi

Amsterdamlı bisikletler...

Sanırım içimdeki benden çıkıp benin içinde oluşanlardan bahsetmeliyim birazda.Gördüklerim ve o an içinde ilgilendiklerimden yada hala ilgi alanıma girmekte devam edenlerden.Bunlardan ilk başlangıcı daha sıcağı sıcağına gördüğüm birşey.
Bisikletler...
Aslında herzaman gördüğüm, bildiğim, basit,çocukluktan,büyüklükten,aitten birşey.Ama onlarla yaşamak,hayatı iki tekerlek üzerinde dolaşmak,ona hayat vermek,hayatları onun üzerinde taşımak...Bunları daha yeni gördüm diye sanırım,yazmak istedim.Hayat defterimde onlara da yer vermeliyim dedim.
Amsterdam da hayat bu bisikletlerin üzerinde geçiyor.Trafik derdi yok,trafik kazası yok,park etme derdi yok,benzin yok,para harcamak yok (belki tekerleği patlarsa,freni bozulursa vs.) Harika birşey bence,yaşamıma orda devam etme isteği uyandıran en önemli etken belkide.Neden bizde de yok dedirten birşey.Okadar güzel ki,insanlar bisikletilerini herşey için kullanıyorlar,çocuklarını taşıyorlar,onları kendilerine özgü süslüyorlar,gencinden yaşlısına kadar herkesin altında bir bisiklet.Yollar özel olarak onlar için düzenlenmiş,trafik ışıkları,yaya geçitleri,herşeyleri düşünülmüş.Peki ya bizde bu olabilirmi?Bu saatten sonra imkansız tabiki,kaldırımı bile olmayan yollarda bisiklet için yol açmak...
Hayatı çok rahat yaşıyorlar şu iki tekerlek sayesinde,gece mini elbisesiyle bardan çıkıp evine giden bayan,gündüz ayağında topuklularıyla işine gidiyor yine aynı bisikletle.
Bizde olmayıpta onlarda olan ve bizde de olmasını istediğim nadir şeylerden biri olsa gerek bu.Bizde olupta onlarda olmayanları ise çok fazla,sadece ulaşım rahatlığı bile dolduramaz bu boşluğu bana göre...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder